Denormalized data nedir ?

Burak

New member
**Denormalized Data: Verinin Dağınık Dünyasında Bir Keşif

Merhaba forum arkadaşlarım! Bugün sizlere, veri dünyasında çokça karşılaşılan ancak çoğu zaman karmaşık bir konu olan *denormalized data* yani “denormalize edilmiş veri” hakkında bir hikaye anlatacağım. Hadi gelin, bu terimi biraz daha somutlaştırıp, hem teknik hem de yaratıcı bir açıdan anlayalım. Biraz hikaye, biraz teknik bilgi... Hem de erkeklerin stratejik bakış açıları ve kadınların empatik yaklaşımlarıyla…

**Bir Zamanlar İki Arkadaş: Ali ve Ayşe

Bir zamanlar Ali ve Ayşe adında iki yakın arkadaş vardı. Ali, iş dünyasında veritabanı uzmanı, Ayşe ise bir sosyal hizmetler çalışanıydı. Ali’nin işinde her şeyin düzenli ve sistematik olmasına takıntılıydı. Her şeyin, her verinin doğru yerde, doğru ilişkilerle saklanması gerektiğine inanıyordu. Ayşe ise, insanların yaşamlarına dokunan, toplumla ilgili verileri toplamaktan keyif alıyordu ama verinin “gerçek yaşamla” ne kadar ilişki kurduğuna dikkat etmeye daha çok özen gösteriyordu. Bu iki arkadaş, bir gün büyük bir projede karşı karşıya geldiler.

Ali, bir organizasyonun tüm verilerini düzgün ve normalize edilmiş şekilde saklamayı hedefliyordu. Yani her veri parçası, her ilişki yalnızca bir kez tanımlanmalıydı. “Veri tabanında, tekrara yer yok! Veriyi düzenli ve verimli tutmalıyız!” diyordu. Ancak Ayşe, verilerin insan hayatındaki bağlantılarını vurgulamak istiyordu. “Bazen, veriyi biraz daha serbest bırakmalısın,” diyordu. “Bazen veri, ilişkilerin ve insanların doğasına daha yakın olmalı.”

**Veri Düzeni ve Denormalize Edilmiş Dünya

Ali, projede her şeyi düzenli tutma amacını güderken, Ayşe daha esnek bir yaklaşım benimsiyordu. Bir gün Ayşe, Ali'ye denormalize edilmiş bir veriyi anlatmaya çalıştı. “Düşün Ali, veri nasıl bir ağ gibi ilişki kuruyor. Bazen veriyi tüm bu ilişkileri göz önünde bulundurarak sunmalıyız. Çünkü bir insanın geçmişi, ailesi, yaşadığı yer, tüm bunlar birbirine bağlı. Bazen, veriyi daha ‘serbest’ bırakman gerekir, yoksa bazı önemli şeyleri kaçırmış olursun.”

Ayşe’nin verdiği örnek, onun bakış açısını bir adım daha öne çıkarmasına olanak sağladı. Ayşe'nin sosyal hizmetlerde çalışırken topladığı veriler, belirli bir kişiyi veya durumu tamamen anlamadan karar verilemeyecek kadar karmaşıktı. Bazen, verinin içinde fazlalıklar veya tekrarlamalar olsa da, bu ilişkiler çoğu zaman anlamlıydı. İnsanları anlamak için bir bağlantının tekrarlanması, farklı açılardan bakılabilmesi gerekiyordu.

**Denormalize Edilmiş Veri Nedir?

Denormalized data, veritabanlarında veri ilişkisinin kurallara göre, normalizasyon denilen sürecin tam tersine, verilerin gereksiz yere tekrarlanması veya çoğaltılması işlemidir. Yani, veritabanında birden fazla tabloyu birleştirerek, veri setlerinde yinelenen ve tekrarlanan bilgilerle verinin serbest bırakılmasıdır.

Ali bu durumu teorik olarak anlayabiliyor olsa da, ona göre bu yaklaşım, veri yapısının bozulmasına ve verinin yönetilmesinin zorlaşmasına yol açıyordu. “Verinin tutarlılığı kaybolur,” diyordu. Ama Ayşe’nin perspektifi farklıydı. “Verinin ilişkileri bazen karmaşıktır ve bu karmaşık ilişkiler, insan deneyiminin ta kendisidir. Her şeyin normalizasyonla uyumlu olması, gerçek dünyadaki ilişkileri yansıtmaz,” diyordu.

**Erkeklerin Çözüm Odaklı Bakış Açısı: Veriyi Kontrol Etmek

Erkeklerin çoğunlukla stratejik, çözüm odaklı yaklaşımlarını düşünürken, Ali’nin bakış açısı veri yönetiminde tam anlamıyla özelleşmişti. O, verinin tutarlılığını korumanın ve onu daha efektif kullanmanın, işlemlerin hızını ve doğruluğunu artırmanın en önemli hedefi olduğuna inanıyordu. “Veri ne kadar az tekrar eder ve ne kadar düzenli olursa, performans o kadar artar” diyordu. Özellikle büyük veriyle çalışan büyük organizasyonlarda bu yaklaşım oldukça mantıklıydı.

Ali, verinin gücünü daha çok verinin kalitesinde ve doğru formatta olmasında görüyordu. Bu yaklaşımda, sistemin hızına ve verimliliğine odaklanılırdı, çünkü çok fazla gereksiz bilgi, sistemin yavaşlamasına yol açabilirdi. Ayrıca, bu tür bir veri yönetimi, zaman içinde verinin bakımını da kolaylaştırırdı. Veri ne kadar az tekrar edilirse, veri tabanı o kadar hızlı çalışırdı.

**Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı: Veriyi İnsanlarla Anlatmak

Ayşe’nin bakış açısı ise verinin insan yaşamına nasıl yansıdığına odaklanıyordu. Verinin sadece sayılardan ve kodlardan oluşmadığını, insanların yaşantılarının da veriye etki ettiğini düşünüyordu. “Denormalize edilmiş veriler, karmaşık toplumsal yapıları ve insanların bireysel deneyimlerini daha iyi yansıtabilir” diyordu.

Ayşe, insanları anlamanın sadece tek bir doğru veriyi bulmakla ilgili olmadığını, aynı zamanda ilişkileri anlamakla da ilgili olduğunu biliyordu. “Bir insanın hayatını anlamak için, o insanla ilgili farklı veri parçalarını bir arada görmek önemlidir. Aynı kişiyi, birden fazla açıdan incelemek, daha kapsamlı bir profil çıkarabilir,” diyordu.

**Sonuç ve Tartışma: Denormalize Edilmiş Veri Bir Yöntem Mi?

Ali ve Ayşe’nin bakış açıları aslında verinin nasıl yönetileceğine dair iki farklı yaklaşımı simgeliyor. Ali’nin stratejik yaklaşımı, veri tabanının performansını ve hızını artırmayı hedeflerken, Ayşe’nin empatik yaklaşımı, verinin insanlarla ve ilişkilerle daha anlamlı bağlar kurmasını savunuyor.

Peki, sizce hangisi doğru? Veriyi tamamen normalleştirmek mi, yoksa denormalize etmek mi? Gerçek dünyada, denormalize edilmiş verinin faydaları mı yoksa dezavantajları mı daha baskın olur? Hangi durumlarda birinin diğerinden daha avantajlı olduğunu düşünüyorsunuz?

Hikayede olduğu gibi, bazen verinin en verimli şekilde kullanılması, stratejik düşünceler kadar empatik bir bakış açısına da bağlıdır. Bunu daha derinlemesine tartışalım!