Şer'i ne demek fıkıh ?

Efe

New member
Şer'i Ne Demek? Fıkıh Perspektifinden Bir Değerlendirme

Merhaba arkadaşlar! Bugün biraz derin bir konuya dalmak istiyorum: "Şer’i" ne demek, özellikle fıkıh açısından bu terimi nasıl anlamalıyız? Bu soru, belki de çoğumuzun kafa karıştıran ama üzerine çok düşünmediği bir kavram. Eğer siz de bunun anlamını, fıkıh ve toplumlar arasındaki farkları merak ediyorsanız, bu yazı tam size göre! Şer’i, sadece bir dini kavramdan daha fazlasıdır; toplumsal, kültürel ve cinsiyetle ilgili dinamiklerle de bağlantılıdır. Gelin, birlikte inceleyelim.

Şer’i Nedir? Fıkıh Perspektifinden Bir Tanım

Fıkıh, İslam hukukunun yorumlanması ve uygulanması ile ilgilidir. "Şer’i" terimi, İslam’ın temel yasalarından ve ahlaki kurallarından türemektedir. Bu kavram, Allah’ın belirlediği yasalara dayanan bir hukuk sistemini ifade eder. Şer’i, genellikle İslam toplumlarında, özellikle hukuk, ibadet ve ahlakla ilgili meselelerde, kutsal metinlere ve hadislerden çıkarılan kuralları ifade etmek için kullanılır.

Şer’i kurallar, sadece toplumsal yaşamı değil, bireysel yaşamı da şekillendirir. İslam hukukunun dört temel kaynağı vardır: Kur'an, sünnet (Peygamber’in hadisleri), icma (toplumun görüş birliği) ve kıyas (analojik akıl yürütme). Bu kaynaklar ışığında, şer’i hukuk; ibadet, miras, evlilik, boşanma ve ceza gibi pek çok toplumsal konuyu düzenler.

Kültürel Dinamikler ve Şer’i Kavramının Toplumdaki Yeri

Fıkıh ve şer’i hukuk, farklı kültürlerde farklı şekillerde yorumlanabilir. Özellikle farklı coğrafyalarda ve toplumlarda, şer’i kuralların uygulanma biçimi büyük farklılıklar gösterir. Ortadoğu’dan Güney Asya’ya, Kuzey Afrika’dan Güneydoğu Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada, şer’i kuralların toplumsal hayata etkisi farklılık gösterir.

Örneğin, Suudi Arabistan gibi ülkelerde, şer’i hukuk oldukça katı bir biçimde uygulanır. Evlilikten boşanmalara, ticaretin kurallarından ceza hukukuna kadar pek çok alanda şer’i hukuk devreye girer. Bu, özellikle kadınların toplumsal rollerini ciddi şekilde etkiler. Kadınların kıyafetlerinden, iş hayatındaki rollerine kadar pek çok şey şer’i kurallara göre belirlenir.

Ancak Türkiye gibi ülkelerde, şer’i hukuk doğrudan uygulanmaz; burada daha çok medeni hukuk ve laik yasalar geçerlidir. Türkiye’de şer’i kurallar, daha çok dini toplulukların kendi iç hukuklarında işlediği bir uygulama alanı bulur. Bu da, kadınlar ve erkekler arasındaki toplumsal cinsiyet rollerini şekillendirme konusunda farklılık yaratır.

Öte yandan Endonezya gibi bir ülkede, şer’i kurallar belirli bölgelere ve toplumlara özel olarak uygulanır. Güneydoğu Asya’daki bazı bölgelerde, özellikle Aceh eyaletinde, şer’i hukukun katı bir biçimde uygulanması, toplumsal normları, özellikle kadınların toplumsal rollerini oldukça belirleyici bir hale getirmiştir.

Erkeklerin Bireysel Başarıya, Kadınların Toplumsal İlişkilere Olan Vurgusu

Şer’i hukuk, bireylerin toplumsal ilişkilerini ve rollerini şekillendirirken, erkeklerin ve kadınların toplumdaki yerleri de bu kurallara göre değişir. Erkekler genellikle şer’i hukukun daha stratejik ve bireysel başarıya dayalı yönlerinden faydalanırken, kadınlar ise toplumsal ilişkiler ve kültürel etkiler açısından farklı bir konumda olurlar.

Özellikle şer’i hukuk, erkeklerin iş ve aile hayatındaki başarılarına dair çok daha fazla fırsat tanır. Erkekler, evlilik, boşanma, miras ve ticaret gibi alanlarda daha geniş bir hareket alanına sahiptir. Şer’i kuralların uygulanması, erkeklerin ailedeki liderlik rollerini güçlendirebilir ve onların toplumsal başarılarını pekiştirebilir.

Kadınlar ise, şer’i kurallar çerçevesinde daha çok toplumsal bağlar ve ilişkiler üzerine yoğunlaşırlar. Örneğin, İslam’daki miras kuralları, erkeklere genellikle kadınlardan daha fazla pay verir. Evlilik ve boşanma süreçlerinde de kadınların hakları genellikle sınırlıdır. Bu, kadınların sosyal hayatta daha fazla bağ kurmalarını, toplumsal ilişkiler üzerinden güç elde etmelerini gerektirir. Ancak, bu aynı zamanda onların bireysel başarılarını sınırlayan bir unsur haline de gelebilir.

Bazı toplumlarda, kadınların şer’i hukuk çerçevesindeki yeri oldukça dar bir çerçevede kalabilir. Kadınların toplumsal rolü, daha çok ailenin içinde ve toplumsal ilişki ağları üzerinde şekillenir. Bu, kültürel ve dini normlarla pekiştirilir. Örneğin, şer’i kurallarda yer alan başörtüsü ve tesettür gibi kurallar, kadınların toplumsal kimliklerini ve sosyal başarılarını belirleyen unsurlar haline gelebilir.

Küresel ve Yerel Dinamikler: Şer’i Hukuk ve Modern Dünya

Günümüzün küreselleşmiş dünyasında, şer’i hukuk gibi geleneksel dini kurallar, bazen modern yasalar ve toplumsal normlarla çatışma yaşayabiliyor. Birçok toplumda, şer’i kuralların modern dünya ile uyumlu hale getirilmesi için çeşitli reformlar yapılmaktadır. Ancak bu reformlar genellikle kadınların hakları ve toplumsal eşitlik gibi konularda sınırlı kalmaktadır.

Türkiye’de, şer’i hukukun yerine modern hukuk sistemlerinin yerleşmiş olmasına rağmen, hala bazı dini topluluklar kendi içlerinde şer’i kuralları uygular. Bu durum, bazı toplumsal sınıflar için adaletin ve eşitliğin sağlanmasında zorluklar yaratabiliyor. Kadınların toplumsal eşitlik talepleri, bazen şer’i kuralların modern dünyadaki uygulamalarına karşı bir karşıtlık oluşturabiliyor.

Benzer şekilde, Suudi Arabistan gibi ülkelerde, son yıllarda kadın hakları konusunda bazı ilerlemeler olsa da, hala şer’i kuralların etkisi büyük. Kadınların iş gücüne katılımı ve sosyal yaşamda daha aktif olabilmesi, bu kuralların evrim geçirmesine bağlıdır.

Sonuç: Şer’i Hukukun Modern Dünyadaki Yeri

Sonuç olarak, şer’i hukuk sadece bir dini hukuk sistemi değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, kültür ve kültürel dinamiklerle şekillenen bir yapı sunar. Küresel ve yerel dinamikler, şer’i kuralların farklı toplumlarda nasıl uygulandığını ve bireylerin hayatlarını nasıl etkilediğini belirler. Erkeklerin bireysel başarıya, kadınların ise toplumsal ilişkilere ve kültürel etkilere odaklanma eğilimleri, şer’i hukuk sisteminin ve toplumsal yapının nasıl şekillendiğini anlamamıza yardımcı olur.