Türkiye Paris Anlaşmasını Neden Onaylamadı ?

Gonul

New member
Türkiye Paris Anlaşmasını Neden Onaylamadı?

Paris Anlaşması, 2015 yılında 196 ülkenin katılımıyla kabul edilen ve küresel sıcaklık artışını 1.5°C ile sınırlamayı amaçlayan bir iklim değişikliği anlaşmasıdır. Ancak Türkiye, uzun bir süre bu anlaşmayı onaylamadı ve birçok kişi Türkiye'nin bu kararı neden aldığına dair çeşitli sorular sormaktadır. Bu makalede, Türkiye'nin Paris Anlaşması’nı onaylamama sebeplerini, anlaşmanın Türkiye üzerindeki potansiyel etkilerini ve Türkiye’nin iklim politikalarındaki genel tutumunu inceleyeceğiz.

Paris Anlaşması’nın Temel Hedefleri

Paris Anlaşması, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek amacıyla dünya çapında sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedefleyen bir uluslararası sözleşmedir. Anlaşma, tüm ülkelerin ekonomik gelişim seviyelerine göre kendi ulusal katkı paylarını belirlemelerine olanak tanır. Anlaşmanın temel hedeflerinden biri, küresel sıcaklık artışını sanayi devrimi öncesi seviyelere göre 2°C’nin altında tutmak ve 1.5°C ile sınırlamaktır. Bunun yanı sıra, gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğine uyum sağlama ve sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda finansal destek sağlanması da Paris Anlaşması'nın önemli unsurlarındandır.

Türkiye’nin Paris Anlaşmasını Onaylamama Sebepleri

Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamaması, birçok faktörün birleşiminden kaynaklanmaktadır. Bu faktörler, Türkiye’nin ekonomik, coğrafi ve siyasi koşullarına dayanmaktadır.

1. Finansal Destek Eksiklikleri

Türkiye, Paris Anlaşması’na imza atmasına rağmen anlaşmanın tam olarak yürürlüğe girmesi için gerekli olan onayı verememiştir. Bunun temel nedenlerinden biri, anlaşmanın gelişmekte olan ülkelere finansal destek vaat etmesine rağmen, bu desteklerin Türkiye için yeterli olup olmayacağı konusundaki belirsizliktir. Türkiye, Paris Anlaşması çerçevesinde verilen mali desteklerin yetersiz olduğunu ve kendi iklim değişikliği ile mücadele çabalarını sürdürmek için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyduğunu savunmuştur. Özellikle, Türkiye'nin enerji üretiminde büyük ölçüde kömür ve fosil yakıtlara dayalı bir yapısı olduğu için, dönüşüm sürecinin maliyetli olacağı düşünülmektedir.

2. Gelişmiş Ülke Statüsü Talebi

Türkiye, Paris Anlaşması’na imza atarken gelişmekte olan ülke statüsünde yer almış olsa da, bu anlaşmanın getirdiği yükümlülüklerin Türkiye’yi gelişmiş ülkelere benzer seviyede sorumluluklar altına sokacağını savunmuştur. Türkiye, gelişmiş ülkelerle aynı sorumlulukları paylaşmasının, kendi ekonomik kalkınma sürecini olumsuz etkileyeceği düşüncesiyle anlaşmayı onaylamamıştır. Bu bağlamda, Türkiye'nin gelişmiş ülke statüsünde yer almayı talep etmesi, müzakerelerde önemli bir konu olmuştur.

3. Emisyon Hedefleri ve Sınırlandırmalar

Paris Anlaşması, ülkelerin sera gazı emisyonlarını belirli bir oranda azaltmalarını öngörmektedir. Türkiye, bu emisyon azaltma hedeflerini yerine getirebilmek için gerekli altyapı ve teknolojik donanıma sahip olmamakla birlikte, kömür ve fosil yakıt kullanımı konusunda bağımlılığını sürdüren bir ekonomi yapısına sahiptir. Bu durum, Türkiye için emisyon azaltma hedeflerini ulaşılabilir kılmaktan uzak bir durum ortaya koymaktadır. Ayrıca, Türkiye, emisyon hedeflerine ulaşmak için gerekli olan teknolojik altyapıyı yerli kaynaklarla geliştiremeyeceğini ve dışa bağımlılığını artıracağını endişe etmektedir.

Türkiye’nin İklim Politikalarındaki Genel Tutumu

Türkiye'nin iklim politikaları genellikle ekonomik kalkınma ile çevresel sürdürülebilirlik arasındaki dengeyi sağlamaya yönelik olmuştur. Hükümet, iklim değişikliği ile mücadelede küresel iş birliğine açık olduğunu belirtse de, Paris Anlaşması'nın getirdiği yükümlülüklerin, Türkiye’nin kalkınma hedefleriyle çelişebileceği endişesini taşımaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin enerji sektörü büyük ölçüde yenilenebilir enerjiye dayalı olmayan fosil yakıtlara dayalı olduğundan, büyük bir dönüşüm süreci gerekmektedir. Bu dönüşümün finansman ve teknolojik kaynakları da Türkiye’nin önündeki zorluklardan biridir.

Türkiye’nin Kararını Değerlendiren Uluslararası Tepkiler

Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamama kararı, uluslararası düzeyde tartışmalara yol açmıştır. Birçok çevreci grup ve uluslararası kuruluş, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede daha kararlı adımlar atması gerektiğini savunmuştur. Türkiye, bu eleştirileri, kendi ekonomik kalkınma sürecinin ve ülkenin mevcut koşullarının gereklilikleriyle gerekçelendirmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin bu süreçte daha fazla finansal ve teknik desteğe ihtiyaç duyduğunu dile getirmiştir. Sonuçta, Türkiye'nin anlaşmayı onaylamaması, küresel iklim değişikliği müzakerelerinde önemli bir tartışma konusu olmuştur.

Türkiye’nin Paris Anlaşması’na Katılımı İçin Ne Gerekli?

Türkiye’nin Paris Anlaşması’na tam anlamıyla katılımı için öncelikle anlaşma çerçevesinde kendisine daha uygun şartların oluşturulması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelere benzer sorumluluklar yerine, Türkiye'nin gelişmekte olan ülke statüsünde daha fazla destek ve esneklik talep etmesi söz konusu olabilir. Ayrıca, Türkiye'nin fosil yakıtlara dayalı enerji üretim yapısını dönüştürmek için finansal destek ve teknolojik altyapı sağlanması, anlaşmanın Türkiye için daha uygulanabilir olmasını sağlayabilir. Bu şartların sağlanması halinde, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve küresel iklim değişikliği ile mücadelede daha etkin bir rol üstlenmesi mümkün olabilir.

Sonuç

Türkiye'nin Paris Anlaşması’nı onaylamama kararı, ülkenin ekonomik, coğrafi ve stratejik çıkarları doğrultusunda şekillenmiştir. Türkiye, anlaşmanın sunduğu yükümlülüklerin ve hedeflerin kendi kalkınma süreciyle uyumsuz olduğunu düşündüğü için bu kararı almıştır. Ancak, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadele adına uluslararası bir iş birliği zorunluluğu, Türkiye’nin uzun vadede Paris Anlaşması’nı onaylaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Gelecekte, Türkiye’nin iklim politikaları, daha fazla destek ve iş birliği ile şekillenebilir ve Paris Anlaşması’nın sunduğu hedeflere uyum sağlanabilir.